Toksin bağlayıcılar
Küfler ve bunların mikotoksinleri, yüksek kalite standartlarına rağmen yemlerin beslenmesinde sorun teşkil etmektedir. Bu toksik metabolik ürünler hayvansal besin zincirinden insan besin zincirine geçebilir.
Toksin bağlayıcılar, mikotoksinleri bağırsak kanalında geri dönülemez şekilde bağlayarak hayvanın metabolizmasındaki mikotoksinlerin alımını azaltır.
Biochem, yem endüstrisinde veya çiftliklerde kullanılmak üzere ihtiyaca dayalı ürünler sunmaktadır. MİKOTOKSİN RİSKİ VE PROBLEMLERİNE KARŞI NEDEN OptiTox TERCİH EDİLMELİ?
Hayvan beslemede kullanılan tane yem (mısır, soya vb) ve kaba yemlerin (saman, silaj, yonca vb.) hasat önce-si, sırası ve sonrasında mikotoksinlerle kirlenmesi hayvanlar, üreticiler ve tüketicilerin sağlığını etkileyen önemli bir sorundur.
Bu mikotoksinler, özellikle tane yem (mısır, soya vb) ve kaba yemlerin (saman, silaj, yonca vb.) yeterince ku-ruması beklenmeden ya da nemli ortamlarda depolanması sonucunda, gelişmesi kaçınılmaz olan küf mantar-ları tarafından üretilmektedir.
Mikotoksinler, çoğunlukla Aspergillus, Penicillium ve Fusarium'a ait üç cins küf mantarı tarafından salgılanan sekonder metabolitler olarak bilinmektedir. Yemlerde en sık karşılaşılan ve Ruminantlar için risk faktörü yük-sek mikotoksinler Aflatoksin B1, Okratoksin, Fumonisin, Trikotesen (Deoksinivalenol-DON), T-2 toksinleri ve Zearalenondur.
Mikotoksinler hayvan yemlerinin besleyici özelliklerini azaltarak, sindirim kanalında irkiltiye yol açarak, en-dokrin sistemi etkileyerek, rumen mikroorganizmalarının metabolik aktivitesini engelleyerek ve bağışıklık sistemini baskı altına alarak etkilerini gösterirler.
Süt sığırlarında mikotoksikozis olgularında spesifik bir belirti görülmediği için tanısı zordur. Süt sığırlarında mikotoksikozis belirtileri;
• Süt veriminde düşme,
• Yem tüketiminde azalma ya da yemi reddetme,
• Aralıklı ishal (dışkı koyu renk ya da bazen kanlı olabilir),
• Kıl örtüsünde bozukluk,
• Döl veriminde azalma, düzensiz östrüs belirtileri, yavru atma ya da embriyonik ölümdür.
• Ayrıca ayak hastalıkları, abomasum yer değiştirmesi, ketozis, plasentanın atılamaması, uterus yangısı, mastitis ve karaciğer yağlanması gibi hastalıkların sıklığında artmaya sebep olurlar.
1. Aspergillus Toksinleri
1.1. Aflatoksinler
Aflatoksinler başlıca Aspergillus flavus ve A. parasiticus türleri tarafından sentezlenen mikotoksinlerdir. Yay-gın olarak bulunan bu mantarlar, başta mısır, pamuk tohumu ve yer fıstığı olmak üzere, hemen her çeşit tahıl, yem ve yem hammaddelerinde kolayca üreyip mikotoksin sentezleyebilirler.
Aflatoksin B1 bilinen en güçlü karaciğer karsinojenidir. Bu sebeple Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi (IARC) tarafından aflatoksinler, birinci dereceden (Grup 1) kanserojen maddeler grubunda yer almaktadır. Süt sığırları, buzağılar ve gebe hayvanlar aflatoksinlere oldukça duyarlıdırlar.
Aflatoksinler sığırlarda genellikle kronik nitelikte zehirlenmelere sebep olurlar.
Kronik aflatoksikozis olgularında sarılık, iştahsızlık, kıllarda kabarma, yem tüketiminde ve yemden yararlan-mada azalma, süt veriminde düşme ve yavru atma görülür. Kronik mikotoksikozis olgularının en önemli belir-tisi, büyümede gerilemedir. Bunun sebebi protein, karbonhidrat ve yağ metabolizmasındaki bozukluklardır. Ayrıca aflatoksinler, gevişenlerde selülozun sindirimi, uçucu yağ asitlerinin üretimi ve motilite de azalma gibi rumen fonksiyonlarında bozukluklara sebep olurlar.
Aflatoksinler kronik zehirlenmelerde bağışıklık sistemini baskı altına alarak birçok hastalığın ortaya çıkmasına yol açarlar.
2. Fusarium Toksinleri
2.1. Trikotesenler (Deoksinivalenol-DON)
Trikotesenler, Deoksinivalenol(DON) ve vomitoksin olarak da bilinir. Deoksinivalenol, Fusarium graminearum, F. culmorum ve F. sporotrichioides mantarları tarafından üretilen ve bütün dünyada yaygın olarak tespit edi-len mikotoksinlerden birisidir. Mısır ve buğday başta olmak üzere sorghum, yulaf, pirinç, çavdar ve arpada bulunur. Özellikle nemli, yağışlı ve ılık havalarda sentezlenir. Deoksinivalenol, genellikle zearalenon ile kir-lenmiş yemlerde bulunur.
Deoksinivalenol laktasyonda olmayan sığırlarda yem alımını, laktasyondaki sığırlarda ise süt üretimini azalttığı bildirilmiştir.
2.2. T-2 Toksin
T-2 toksin başlıca F. sporotrichioides ve F. poae mantarları tarafından sentezlenir. Bu mantarlar tarım ürünle-rinde genellikle küflü çürümeye sebep olurlar. Mısır ve mısır silajı, arpa, buğday, darı ve karma yemlerde bu-lunur.
Sığırlarda T-2 toksinden en fazla etkilenen organlar başta bağırsak olmak üzere, karaciğer, dalak, böbrek ve kemik iliğidir.
T-2 toksin süt sığırlarında sindirim kanalında yangı ve kanama, üremede bozukluk, yem tüketiminde düşme, canlı ağırlık kazancında azalma ve süt üretiminde düşmeye yol açtığı belirtilmiştir.
2.3. Zearalenon
Zearalenon, F. graminearum, F. culmorum ve F. sporotrichioides mantarları tarafından sentezlenen, östroje-nik etkili bir mikotoksindir.
Başta mısır olmak üzere, çavdar, arpa ve yulaf gibi tüm tahıllarda, susam tohumu, kuru ot, sorgum ve silajda bulunur. Özellikle zearalenon yağışlı ve serin mevsimlerde sentezlenir.
Zearalenon, gevişenlerin rumeninde parçalanamaz ve bağırsaklardan emilerek sığırlarda da östrojenik etki gösterdiği bildirilmiştir.
Zearalenonun yavru atma, kısırlık, vaginal akıntı, vaginit, düvelerde meme bezinde büyüme, ishal ve süt üre-timinde azalma görüldüğü belirtilmiştir. 2.4. Fumonisinler
Fumonisinler, F. verticillioides (eski adı F. moniliforme) ve F. proliferatum tarafından sentezlenirler. Fumoni-sinler içinde en yaygın bulunanı FB1’dir ve total fumonisinlerin (FB1, FB2, FB3) yaklaşık olarak % 70’ini oluştu-rur.
Fumonisinler başlıca mısırda bulunur. Fumonisin B1, gevişenlerin rumeninde parçalanamaz ve bağırsaklardan emilir. Süt sığırlarında yem tüketiminin azalmasına bağlı olarak süt veriminin önemli oranda azaldığını tespit etmişlerdir.
Yapılan çalışmalarda FB1’in süte geçmediği tespit edilmiştir.
3. Penisillium Türleri
3.1. Okratoksinler
Okratoksinler, başlıca Penicillium viridicatum ve P. cyclopium tarafından sentezlenen bir mikotoksin grubu-dur. Ayrıca bazı Aspergillus (A. ochraceus) mantarları tarafından da sentezlenirler.
Bu mantarlar düşük sıcaklıklarda da toksin sentezleyebildikleri için, özellikle soğuk iklimin hüküm sürdüğü ülkelerde de önemli bir sorundur.
Yem ve yem hammaddelerinde doğal kirletici olarak en fazla okratoksin A, seyrek olarak da okratoksin B’ye rastlanır. Okratoksin A’nın zehirliliği yüksektir. Mısır, arpa, yulaf, çavdar ve buğday ile yağlı tohumlu ürünlerde bulunur.
Okratoksin sığırlarda zehirlenmelere sebep olduğu belirtilmiştir. Okratoksin zehirlenmesi sonucunda ishal, sıvı kaybı, su tüketiminde artma, böbrek hasarı ve süt üretiminde azalma görüldüğü bildirilmiştir. Okratoksin A özellikle genç gevişenler için daha tehlikelidir. Okratoksinler ve metaboliti olan okratoksin-α süte geçer.
Geniş spekturumlu absorbent kil türevi toxin bağlayıcıların besin maddelerine bağlanma riski nedir?
Kil türevi absorbent toxin bağlayıcılar mevcut hayvan yemi uygulamalarında faydalı gibi görünürler, ancak yine de idealden uzaklaştıran riskler barındırırlar.
Yeterli derecede toxin bağlayıcı etki oluşturabilmeleri için yemlere yüksek konsantrasyonlarda eklendiklerin-de, yemin toplam besin değerini düşürebilirler;
Vitaminler ve mineraller gibi diğer besinleri bağlayarak hayvanlarda beslenme dengesizliğine neden olabilir-ler.
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6827059/
YEM VE YEM HAMMADDELERİ İÇİN MİKOTOKSİN ADSORBENTİ
Toksin Bağlayıcılardan Beklenen Performans Kriterleri:
Çiftlik hayvanlarında, mikotoksinler yem alımı, verim performansı, üreme ve büyüme hızını baskılamasının yanı sıra, kanserojen, mutajenik, teratojenik etkilere de sahiptir.
Ayrıca tremorgenik nedenli titremelere, merkezi sinir sisteminde zarara, hemorajilere, karaciğer ve böbrek-lerde hasarlara neden olabilirler.
En pratik detoksifikasyon yollarından biri, mikotoksinleri bağlayan ve bunların gastrointestinal sistemden emilimini engelleyen ve böylece hayvanlardaki toksik etkileri en aza indiren ve mantar metabolitlerinin hayvansal ürünlere taşınmasını azaltan, besin değeri olmayan ajanlar kullanılmasıdır.
• Toksin bağlayıcılar tercih edilirken geniş spektrumlu absorban özellikte killer tercih edilmemelidir!
• Özellikle istenen en önemli noktalardan biri ‘’dar spekturumlu olmalıdır ki, böylece hedef mikotoksi-ne fokus olarak çok daha yüksek bağlanma kapasitesi’’ oluşturmasıdır.
• Çoklu mikotoksin riskine karşı çok yönlü etki gösterebilmesi için spesifik etkili özel seçilmiş hızlı ve yaygın adsorbanların bir araya gelmesinden oluşmalıdır,
• Sorbent matriksi içinde hedef mikotoksini, hem hidrofobik hem de hidrofilik yüzeylerde sterik (şekil ve aktivitesine göre) ve elektrostatik etkileşimlerle dünüşümsüz adsorbsiyon etki ile bağlamalı,
• Bağladığı mikotoksini gastrointestinal sistemden farklı oksijen ve pH değerlerinde dahi bırakmamalı,
• Oluşturuduğu adsorbsiyon etkisi ile yemin organoleptik ve besleyici özelliklerini korumalı, yemlerde ve sindirim sisteminde bulunan vitamin ve mineralleri bağlama riski taşımamalı,
• Mikotoksinin emilmesini engellemeli ve dışkı ile atılmasını sağlamadır.
Bu sayede hayvan üzerindeki mikotoksinlerin zararlı etkileri en aza indirirler. Risk faktörü yüksek mikotoxinlere karşı koruma ve kontrol için kullanılması önerilir :
· Bentonite (1m558i)
· Aflatoxin
· Sepiolite (E562)
· Zearalenone
· Bentonite (1m558)
· T-2 Toxin
· Yeasts products
· Ochratoxin
· Vegetal carbon (charcoal)
· Fumonisin
· Trikotesen
(Deoksinivalenol-DON)